Kitap Yorumu || Saklı Düşler - Laurie McBain

Herkese merhabalar :)) Gün geçmiyor ki Bir Hayalperest, tarihi aşk romanı okuyup, burada yorumlamasın :)) Ama merak etmeyin, şu an da okuduğum kitap bir young-adult romanı bitirirsem, yorumunu da girerim :)) Ama bugün yorumlanacak olan, rahmetli Koridor Yayınları Historical Kitaplarından Saklı Düşler. Zaten okumaya başladığımda da konusundan dolayı baya bir beklentim de vardı, bakalım karşılayabilmiş mi?

Etkileyici bir görünüme sahip Lord Alex Trevegne şöhreti tüm ülkeye yayılmış bir hovardadır. Elysia ise güzel; güzel olduğu kadar da talihsiz. Ancak bir gün kaderin ona hazırladığı oyundan sıyrılmaya karar verdiğinde her şey değişir.

Alex ve Elysia dönülmez bir uçurumun kenarında, bir skandalın eşiğinde karşılaşınca Alex onu kanatlarının altına alır. Ancak ona ruhen de bedenen de sahip olabilmesi için en çetrefilli yolları aşması gerekecektir.

Kesişen arzularının şiddetli çalkantısından, şimdiye dek yazılmış en güzel aşk hikayelerinden biri doğar ve nihayet ikiz tutkuları alev alev yanan bir denizin çağlayan dalgalarında birbirine karışır.

Baskı Tarihi: Haziran 2011
Sayfa Sayısı: 332
Çeviri: Aslıhan Bağdatlı
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Kitabın Türü: Roman, Edebiyat



YORUMUM: Öncelikle karakterler hakkında konuşmak gerekirse, ana karakterimiz, sevgili Lord Alex Trevegne, adı kesinlikle her kadının gönlünü fethedebilen, karşı konulamaz, şans oyunlarında bile asla yenilemez, güçlü, dibine kadar kibir ve ego ile dolu, insanların kendisine 'şeytan' diye hitap ettiği bir hovarda -hatta kitapta artık soğuyacağınız kadar mükemmelleştirilmiş-. Böyle anlatınca ne kadar da mükemmel bir kötü çocuk değil mi? Ama işin aslı ben bu kadar harika özelliklerine rağmen Alex i birçok yerde öldürmek istedim. Kadınlara karşı görüşleri beni uyuz etti ve benden bir iki puan kaybetmesine neden oldu. Yani tamam kötü ve ulaşılamazsındır, buna uyarım ama -çok affedersiniz- bu kadarda !HÖDÜK! olmana gerek yok!!!! Amma ve lakin gel gör ki siyah saçlı ve altın sarısı gözlere sahip bu adamdan yine de nefret edemedim :D Altın sarısı göz mü, işte benim gönlümü fethettin:)) (bkz: Cullen ailesi)



Bir diğer ana karakterimiz olan, Elysia Demarice ise bence bugüne kadar ki en muhteşem historical kadın karakter örneklerinden biri. Diğerleri gibi çok güzel, aşırı korkak, beceriksiz bir karakter değil. Elysia, kızıl saçlı, yeşil gözlü muhteşem bir güzelliğe sahip ama sadece artıları bunlarla kalmıyor, kendisi at binme (hatta at konusunda müthiş olaylar var okuduğumda çok beğenmiştim) ve zeka konusunda erkekleri solda sıfır bırakan asil bir genç leydi. Ama maalesef gel gör ki yazarımız diğer yazarlarında yaptığı klişeyi yapıp, bu muhteşem kıza geçmişinde yaklaşık bir ton kadar sorun yaşatmış. Bu kıza çabucak ısınma sebebim şu olayla oldu: kitabın daha başındayken bu kızın hemen hemen bir Cinderella yaşamı sürdüğünü (hatta daha kötüsü) görüyoruz. Ama bu kız Cinderella gibi onu prensin kurtarmasını beklemek yerine, kendi başının çaresine bakmayı tercih ediyor. Historical romanlarda dönemin şartları gereği kadın erkekten daha pasif, yetersiz gösterildiği için, arada böyle dişli kadın karakterleri görmek beni çok sevindiriyor, okuması daha ilginç ve zevkli geliyor.

Yazar iki karakterin de bireysel hikayelerine çoook uzun bir yer vermiş ve bu nedenle ikilinin yolları ancak kitabın 84. sayfasında kesişiyor. Evet bu başlangıç için fazla uzun bir mesafe bence. Hazır yazarın bana göre fazla uzatmış olduğu yerlerden bahsediyorken şuna da değineyim; kitap bence olaydan ziyade betimleme ağırlığıyla işlenmiş. Duygu, düşünce, mekan, geçmiş, vb... tasvirleri aşırı fazla bulunuyor. Tamam mekan tasvirlerine lafım yok, resmen orayı avucunuzun içi gibi bilmenizi sağlıyor yazar ama her karakterle ilgili upuzun geçmişlerini anlatma kısmı ve de bazen gereksiz yere uzatılan olaylar artık bir noktada sıkılmanıza neden oluyor.  Keşke artık olaya geçse demenize sebep oluyor.
Bunun dışında kurgu bence güzel, hikaye ve hikayenin gidişatındaki gizemli etkenler, ana karakterler arasındaki gerek tatlı atışmalar, gerek ilişkiler, gerekse yanlış anlaşılmalar kitaba sürükleyicilik katmış.

İçerikle ilgili spoi vermeden söylemek istediğim bir şey var o da: sevgili Alex' in korkunç derece de fazla 'tatlım' kelimesini kullanması. Yani evet, oyunbaz bir hava katıyor ama yeter tadında bırak da kelimeden soğumayalım. Hani belki aranızda bundan rahatsız olmayanlarınız da vardır muhakkak ama beni resmen gıcık etti, belirteyim dedim :D

Ama yine spoi vermeden -belki sizi de birazcık merakta bırakarak- aşırı hoşuma giden bir noktadan bahsedeyim. Daha Elysia ve Alex tanışmadan hemen önce bahsi geçen bir falcı muhabbeti var ve yazarın bu durumu mistik bir şekilde işlemesi çok iyi olmuş. Ve de kitapta ki eğlenceli noktalardan biri de her bölüm başında, bölümle alakalı (ünlü sanatçılardan) dörtlükler bulunması. İnsan onları heyecanla bekliyor :)
Yine kitapta gizem faktörüne sebep olan bir başka isim: Ian Demarice. Kim bu genç adam? Elysia nın esrarengiz bir şekilde ölü olduğu ilan edilen abisi. Benim kendisine ölü olmasına kanım ısınmıştı diyebilirim ama kitapta onunla da ilgili değişik bulgular elde edeceksiniz, o nedenle birer Sherlock olmaya hazır olun ;D

Spoiler Vericem DİKKAT!!!!!



Ben önce tatlı Charles 'ı Ian zannetmiştim hatta o olmadığını öğrenince baya bir hayal kırıklığına uğramıştım. Ama sonra David karakterini görünce bu sefer kesin odur dedim ve o da çıktı zaten. Çok tatlı bir karakterdi ve ben baya bir sevindim.
Ayrıca hazır spoiler veriyorken söyleyeyim: kitabın sonunda komşu kaledeki sessiz leydinin bir kaçak kraliçesi olması beni baya bir şaşırttı. Meğerse kendilerinde ne cevherler varmış yahu!!! Yazar beni şoka uğratmayı başardı orada.




Spoiler BİTTİ!!!

Kitapta birçok farklı durum yaşatmış yazar bu anlamdaki çeşitliliği için kendisini saygıyla alkışlıyorum. Mesela kötü kadın da koymuş, iyi tatlı kayın birader de, komik kıskançlıklar da. Aynı zamanda tatlı dostlarda var, kızgın tuhaf komşularda. Yani bir duygudan ötekine geçebilirsiniz ama en güzeli de; şaşkınlık. Gönül rahatlığıyla söylüyorum kitabın son sayfasına kadar -şaşkınlıkta dahil- bir çok duygu yaşayacaksınız :)
Her ne kadar bu anlamda çeşitlilik fazla olsa da, yine de bu yazarımızda da klişeler barındırmış ara sıra kitapta ama olsun, canı sağolsun. Klişeler görmeyi sevdiğimiz, eski dostlarımız nasıl olsa :D

Kitapla ilgili söylenecek çok şey var da, bunun için bir ton spoiler vermem gerekir buna da ne yalan söyleyeyim üşeniyorum şu anda. Bu seferlik affediniz, sevgili hayalperest okurlarım :))



PUANIM: Bu kitabı öneririm ama yine de beni çok heyecanlandırdı diyemem :(










Bugün de hayatınızda bol bol hayaller ve kitaplar olması dileğiyle...


!!!Bu yazıyı "Bir Hayalperestin Kütüphanesi" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, iznim olmadan alınmış, ÇALINMIŞTIR!!!


Yorumlar

  1. senin kitap seçimlerini seviyom yaa vallaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoookkk teşekkür ederim canımcım :)) Valla ben de senin sayende türk edebiyatına başlayacağım sanırsam =))

      Sil

Yorum Gönder

- Arkadaşlar yorumsuz bırakmayın lütfen; ama kaba ve rahatsız edici kelimeler ve konularda da yorum yazmayın !
-Yorumlarınıza en kısa zamanda hep cevap vermeye çalışacağım :)

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *