Dizi Yorumu || Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo

Herkese Merhabalar!! 2016 yapımı olan bir k-drama efsanesi hâline gelmiş Moon Lovers'ın incelemesiyle sizlerleyim. <3 EXO dinleyicisi olduğum için ve dizinin oyuncularından biri EXO grubu üyesi Baekhyun olduğundan dizi ile ilgili büyük spoilerlar yemiştim ve buna rağmen çok izlemek istiyor ve erteliyordum. Bir gece ansızın arkadaşımın 'NASIL BUGÜNE KADAR İZLEMEZSİN, İZLE HEMEN ŞUAN' şeklinde itelemesiyle, ikimiz birlikte 20 bölümlük diziyi bir çırpıda izlemiş bulunduk :D Hazırsak dizi hakkında konuşmaya başlayalım:


DİZİ KÜNYESİ

Adı: Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo | 달의 연인 - 보보경심 려

Tür: Dram, Tarih, Romantik, Fantastik

Bölüm Sayısı: 20

Yapım Yılı: 2016

Ülke: Güney Kore

Konusu:

Dizi, güneş tutulması sırasında Goryeo Hanedanlığı zamanına geri giden ve orada diğer insanların korkudan önünde titrediği Wang So’ya (Lee Jun-Ki) aşık olan Hae Soo'nun (IU) öyküsünü anlatmaktadır. (guneykoresinemasi.com)


Diziye Puanım: 10/10

Yorumum:

Geçmişe zaman yolculuğu yapma konsepti baştan zaten güzel bir konuyken bir de buna yakışıklı prenslerle dolu bir saraya düşme fikri eklenmesi benim için bu diziyi zirveye çıkardı :D İşin şakası bir yana, diziyi gerçekten de çok beğendim ve ilham verici buldum. Dizinin senaryosu Çin'de Tong Hua tarafından yayınlanmış bir web romanı olan Bu Bu Jing Xin (Scarlet Heart)'den uyarlanmış. İçinde şiirsel bir anlatım barındırması ve buna sebeplerinden olan usta kadrosu dramayı devleştirdi izledikçe. Neden kdramaların içinde en unutulmazlardan biri olduğunu izlerken anlıyor insan. Tabi bu kadar beğenmemde içindeki sanatçıları görünce ufak çaplı bir şoka uğrattıran OST albümünün de payı büyük. Kdrama OST piyasasının büyük isimlerinin yanı sıra Im Sunhae gibi bir sopranonun ve Kim Ji Soo gibi bir bestekârın bulunması da birçok sahnede tüylerinizin diken diken olmasına sebep oluyor.

Ana karakterimiz olan Hae Soo'nun eğlenceli, havai bir kız olması ve döneme ayak uydurmaya çalışması, bu süreçte de prenslerle yaşadıkları çok keyifliydi. Karakteri canlandıran IU (Lee Ji Eun) bende olan sevgisini git gide büyütüyor. Daha önce de kendisini Hotel Del Luna'da izlemiş ve hayran kalmıştım.


Dizinin ilk yarısında gülüp eğlendirirken ikinci yarısında sizi bir kaosun içine sürüklüyor, dramın dozajı fazlaca yükseliyor ve entrikaya doyuyorsunuz. Prenslerin bu kadar çok olduğu bir hikayede (üstelik hepsi de yakışıklı) takdir edersiniz ki taht kavgası kaçınılmazdır. Bu hikayede de bu taht mücadelesi etrafında olaylar gelişiyor ve elbette olan hep birbirini sevenlere oluyor. Prensler arasında bir favori seçebilmek de çok zor oldu benim için, nitekim de seçemedim (kalbim hep 8. Prens için atacak orası ayrı, karda yürüme sahnesi, şiir sahneleri...). Her bir kardeşin kendine has yetenekleri ve çekici yönleri vardı. Masum ve oyunbaz 10. Prensi izlerken de çok beğendim, hırslı ve ve zeki 3. Prens'i izlerken de... Gerçi 3. Prens (nam-ı diğer Sürmeli Prens) son zamanlarda en sevdiğim villain-vari karakter olabilir, onun hikayesini baştan sona çok etkileyici buldum. Bir diğer adından çok bahsettiren karakter ise yaralı ürkek bir ceylan ile savaşçı bir kurdun tek bir bedende can bulmuş hâli olan 4. Prens'ti. Benim kesinlikle en sevdiğim karakter değil ama yavaşça kalbimi kazanan bir karakter oldu diyebilirim. Lee Joon Ki karakterle tamamen bütünleşmişti diyebilirim.

Aslında konuşulacak çok şey var fakat, spoiler veresim pek yok. Bu nedenle baştan sona beni tamamen kendine bağlayan ve uzun süre etkisinden çıkartmayan nadir yapımlardan biri oldu. Benim gibi erteleyip duranlar varsa, bu fantastik tarihi dramayı bir an önce izlemelerini tavsiye ederim.

Başka bir postta görüşmek üzere, kendinize iyi bakın :)

Yorumlar

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *